Günlük yaşantımızın gereçlerinden olan kağıt paralar,
ilk olarak MÖ 140 yılında Çin’de kullanılmışlardır. Kağıt paranın
içadının bu kadar eski olmasına rağmen Avrupa’da ilk kullanım ise
1660’lı yıllarda İsveç’te olmuştur. Bunu 1600 lü yılların sonu ve
1700 lü yılların başında İngiltere ve Fransa izlemiştir.
Osmanlı İmparatorluğunda ilk kağıt para tedavülü ise 1840
yılında Abdülmecid dönemine rastlar. Devletin reformlar, ayaklanmalar ve
savaşlardan doğan finansal ihtiyaçlarına fon oluşturabilmek amacıyla ilk
olarak tahvil niteliğinde çıkartmış olduğu kağıt paralar, son padişah
Vahdettin’e kadar her sultanın döneminde çeşitli karşılıklarla basılmış
ve kullanılmıştır.
Bugün hayatımızda olmazsa ne yapacağımızı
bilemeyeceğimiz kağıt paralar, Cumhuriyet öncesinde, geçirdiği üç dönem
ve evrede değerlendirilmektedir:
·
Tanzimat reformlarının finansmanı için basılanlar
(1840-1863 / Mecid ve Aziz dönemleri);
·
I. Meşrutiyet döneminde Osmanlı Rus savaşının
finansmanı için basılanlar (1876-1877 / V. Murat ve Hamid dönemleri);
·
II. Meşrutiyet döneminde dünya savaşının finansmanı
için basılanlar (1912-1918 / Reşat ve Vahdettin dönemleri)
Kağıt paralar, dolaşıma çıktığı
ilk andan itibaren bir takım problemleri de beraberinde getirmişlerdir.
Öncelikle, baskı tekniklerinden dolayı çabuk taklit edilmeleri en büyük
sıkıntıları doğurmuştur. İkl tertip “kaimeler” el yazması
olduğundan çabuklukla taklit edilmiş bu yüzden önce baskı, sonrasında
da matbu kaimelere geçilmiştir. Ancak
yinede kalpazanlara karşı alınan tedbirlere rağmen
sahtecilik, kağıt paraların itibarını her emisyonda zorlamıştır.
Madeni paralarla aynı anda tedavül ettirildiklerinden, altın
Lira karşısında değerlerinin korunamasında başarı sağlanamamış,
ve aradaki fark sürekli açılmıştır. Bu farkların zaman zaman beş
katına kadar çıkması spekülatif kazançları takip eden bankerlerin
büyüyüp devletten imtiyazlar almalarına kadar olan, son dönem
Osmanlı mali yapısındaki hastalıklı durumun sebeplerinden olmuştur.
Başarısız mali politikalarla tedavül eden kağıt paraların
yarattığı sıkıntıları en iyi hisseden tabiki halk olmuştur. Ödemeler
dengesinin bozulması, memur maaşlarının ödenememesi, hayat pahalılığı
ve enflasyon en alt seviye kadar tüm kesimler tarafından yaşanmıştır.
Yanlış finansal uygulamaların bir diğeri de kağıt paraların
çoğunlukla yüksek küpürlerde basılması, halkın ihtiyacı olan ve
günlük alış verişlerde kullandığı küçük küpürlerin ihmal
edilmesidir. Zaten az sayıda basılan gümüş ve bakır sikkeler, karşılığı
eriyen kağıt paraların yanında bir tasarruf aracı olarak kullanılmış
ve tedavulden kaçırılmıştır.
Bu konuda devletin yeteri kadar duyarlı davranmaması yada
başka bir değişle geçerli ve kalıcı bir çözüm üretememesi
sonucunda, alış verişlerde kilitlenme noktasına varan büyük sıkıntılar
oluşmuştur. Çözümü ise mağdur olanlardan gelmiştir. Esnaf, fırıncılar,
pazarcılar ve yapılan bağışlarla ayakta duran ibadet yerleri ve
dernekler gibi bazı kurumlar yaşamlarını devam ettirebilmek için
kendi çarelerini geliştirmek durumda kalmışlar ve ufak değerli kağıt
paralar (kağıt jetonlar, para biletler diye de adlandırılmaktadırlar)
tedavüle sürmüşlerdir.
Bu ufak değerli kağıt paralar, başlangıçta sadece onları çıkaran
kurum ile olan maddi ilişkilerde geçerli olmalarına rağmen, sonraları
kurumun çevresindeki ahali tarafından diğer alışverişlerde de
kullanılmaya başlanmışlardır. Kullanımın yaygınlaşmasında önemli
olan ve parayı muteber kılan, tedavüle süren kurumun güvenilirliği;
paraları iade için getirenlerin boş çevirmemeleri olmuştur. Bundandır
ki paraların daha geniş gruplar tarafından kullanımı için üzerlerindeki
Türkçe ile birlikte, Rumca, Ermenice, Fransızca yazıların birlikte
kullanılmıştır. Bunlara en çarpıcı örnek mum parası karşılığı
olarak baştırılan ve üzerinde bu ibareyi taşıyan bazı Rum kilise
paralarının, müslüman halkın kilise ile hiç teması olmayacak olsa
bile aynı yazıyı Türkçe olarak da içermesidir.
Zaman olarak; söz konusu paraların tedavül etmeye başlaması
1876-1880 dönemlerine rastlamaktadır. Bu dönemde Rusya ile girilen
savaş için gerekli maddi birikim dolayısı ile piyasadan paranın çekilmesi
ve cepheye giden askerlerin çoğunlukla ufak değerli madeni paraları
beraberlerinde götürmeleri tetikleyici sebep oluşturmuştur.
Takip edilen süreler içinde hükumet zaman zaman çeşitli uyarılar
ve ceza yaptırımları ile bu tedavülleri önlemeye çalıştıysa da
çiddi bir çözüm geliştirmediğinden buna engel olamamış ve özellikle
yüzyılın ilk yıllarında uygulamalar yoğunlukla devam etmiştir.
Hatta, resmi kurum olan mahalli idareler bile bu yola başvurmak
durumunda kalmışlardır.
1319 / 1902 senesinde İzmir’de valilik, 1 ve 2 kuruşluk
vesikalar bastırarak halkın ekmek alımını kolaylaştırmaya çalışmıştır.
Aynı uygulamayı Aydın, Tire, Manisa, Adana Belediyeleri de gerçekleştirmişlerdir.
Bu yöntem halkın hayatında bir kolaylık sağlamakla birlikte
belediyeye ve belediyeden un temin eden fırıncılara da oldukça
rahatlık sağlayabilmiştir.
Hükümetin bozuk para sıkıntısı ile ilgili geliştirdiği bazı
tedbirler de olmuştur. Bunlardan ilki ufak değerli madeni para basıp
tedavüle sürmektir. Yeterli olmayınca, eskiden tedavülden çekmiş
olduğu ayarı bozuk sikkeler bile piyasaya sürülmüştür.
“Meskukati Mağşuşe” ve “Battal Meskukat” kanunlarının çıkarılması
bu sebeptendir. Çözüm arayışına diğer bir örnek; 18 Ekim 1331
tarihli 1 Liralık banknotların ortadan ikiye bölünüp sürsajlanması
sureti ile 50 kuruşluk olarak tedavül ettirilmesidir. Daha sonraları
1 kuruşluk kağıt paralar da tedavül ettirilmiş isede piyasadaki sıkıntılar
giderilememiştir.
Bu küçük para sıkışıklıklarına
yönelik son uygulamalar damga ve posta pullarının arkalarına karton
yapıştırılarak bozuk para haline getirilmesi ve tedavüle çıkarılması
olmuştur. 'Para pul oldu'
deyiminin konuşma dağarcığımıza girişinin kaynağı budur. Bu
pulların basımından sonra yerel yönetimlere şirketlerin ve
Belediyelerin bastırmış olduğu kağıt paraların toplatılması ve
bunların yerine pul paraların kullanılması talimatı verilmiş ve
gayrı resmi paraların kullanılmaması sağlanmaya çalışılmıştır.
Kaynaklar
Ali Akyıldız,
OSMANLI
FİNANS SİSTEMİNDE DÖNÜM NOKTASI : KAĞIT PARA VE SOSYO EKONOMİK
ETKİLERİ,
Eren
Yayıncılık, İstanbul, 1995
Çüneyt Ölçer,
UFAK
DEĞERLİ OSMANLI KAĞIT PARALARI,
Tarih
ve Toplum Dergisi, Eylül 1985, Sayı 21
Aziz Köklü,
TÜRKİYEDE
PARA MESELELERİ,
Milli
Eğitim Basım Evi, Ankara, 1947
Oktay Yenal,
TÜRKİYE’DE
KAĞIT PARA,
Belgelerle
Türk Tarihi Dergisi, Mayıs 1970, Sayı 32
Hazim Atıf Kuyucak,
PARA
ve BANKA,
T.C.
Maarif Vekilliği Siyasal Bilgiler Okulu Yayınları, Cilt 1, İstanbul,
1939
Şevket
Pamuk,
OSMANLI
İMPARATORLUĞU’NDA PARANIN TARİHİ,
TTV
Yayınları,1999
İlhan Tekeli, Selim İlkin,
PARA
VE KREDİ SİSTEMİNİN OLUŞUMUNDA BİR AŞAMA,
TCMB
Yayınları, Ankara, 1997
Mine Erol,
OSMANLI
İMPARATORLUĞUNDA KAĞIT PARA (KAİME),
TTK
Basımevi, Ankara, 1970
Nezihi
Aykut,
OSMANLI
DEVLETİNDEN TÜRKİYE CUMHURİYETİNE DEVREDİLEN KAİMELER VE OSMANLI
BANKASI BANKNOTLARI,
Yapı
Ve Kredi Bankası Yayınları, İstanbul, 1979
Ethem
Eldem,
OSMANLI
BANKASI BANKNOTLARI ,
Osmanlı
Bankası yayınları, İstanbul, 1998
PULHAN Türk Pulları Kataloğu, 1973
Kemal Özmen,
PARA
OLARAK KULLANILAN POSTA VE DAMGA PULLARI,
ANTİKA
Aylık Dergi, Aralık 1986, Sayı 21
Resimler
|
|
1-İzmir Belediyesi ekmek vesikası 1 Kuruş
|
2-İzmir Belediyesi ekmek vesikası 2 Kuruş
|
|
|
3-Manisa Bel. ekmek vesikası 1,5 Kuruş
|
4-Manisa Belediyesi ekmek vesikası, 1 Kuruş
|
|
|
5-Aydın Belediyesi ekmek vesikası, 40 Para
|
6-İzmir Belediye Dairesi, 10 Para
|
|
|
7-İzmir Fukara Perver Cemiyeti, 5 Para
|
8- Reşat dönemi 1915 tarihli 2,5 Kuruş
|
|
|
9-Reşat dönemi 1915 tarihli 1 Kuruş
|
10-Abdülmecid dönemi 1876 tarihli 1 Kuruş
|
Çerçeve
1
İmparatorluk mali iradesi dışında basılan ve kağıt para işlevinde
kullanılan jeton, bilet ve vesikaların, nerede ne kadar basıldığı
konusu açıktır. Bir çoğunun seri numarası bile yoktur. Çok kısa
zaman aralıklarında kullanıldıklarından ve belirli bir kayıt altında
tutulmadıklarından dolayı bunlarla ilgili detay bilgileri içeren
kaynaklar yok denecek kadar azdır. Sadece yerel gazetelerde bu nakit
araçları ile ilgili zaman zaman çıkmış olan yazılar günümüze
yeterli bilgiyi taşıyamamışlardır.
Gazetelerde yayınlanan bilgilere bir örnek; İsatanbul basımı
İktisadiyat Mecmuasının, 28 Temmuz 1332 tarihli 23. sayısında yazılanlardır.
İzmir’de Ufak Para
Ufak para eksikliğinden ötürü şimdiye kadar pek çok sıkıntı
çekilmekte idi. Halkın bu yüzden uğradığı zorlukları merhamet gözüne
alan muhterem valimiz beyefendi , şehrin lazım gelen münasip
mahallerine birer gişe açtırmak suretiyle ahaliye pek büyük bir
kolaylık yüzü gösterdiler. Şimdide ekmek tedariğine daha kestirme
bir kolaylık olmak üzere belediyenin bir kuruşluk kağıt para çıkarmasına
müsade buyurmak suretiyle bu babdaki umumi ihtiyacı büsbütün
hafifletmişlerdir. Bir kuruşluk kağıtlar, ufak kıtmada ve yeşil üzerine
matbudur. Ahali herhangi fırıncıya giderse gitsin bunlarla kolayca
ekmek tedarik edebilecek ve fırıncılar da ayni kağıtlarla
belediyeden istediği kadar un satınalabilecektir. Hem halk hem de fırıncılar
için pek büyük bir kolaylık demek olan bu lüzumlu tedbiri bulup iş
meydana koymasından ötürü ahali başı muhterem valimize o yüzden
teşekkürler ve dular ederiz.
|
|
1917 Viyana basımı 5 para değerli pulpara
Güçlü
Kayral Koleksiyonu
|
1917 Viyana basımı 10 para değerli pulpara
Güçlü
Kayral Koleksiyonu
|
Pul paralar maliye idaresinin ufak para noksanlığına karşı bulduğu en
pratik yöntemdir.
1876’da bazı resmi pulları yaşanan bozuk para darlığına, ve yerine
ikame çıkarılan bilet paralara karşı çözüm olarak piyasaya sürerek
ilk deneyimini yaşayan maliye, aynı sıkıntı Birinci Dünya Savaşı esnasında
yaşandığında yeniden bu yönteme başvurmuştur. (1)
Hatta, yöntem başarılı bulunduğundan, Hilali Ahmer pulları
perforasyondan önce kalın kağıtlara yapıştırılarak sürsajlanmak
suretiyle genç cumhuriyetin ilk yıllarında da kullanılmıştır. (2)
Birinci dünya savaşı sonlarına doğru para yerine kullanılan pullara
gelince; 1 Ocak 1917 yılında yüzbinlira karşılığı olarak 5 ve 10 paralık
küpürlerde basılmışlardı ve arkalarında tüm pul paralarda olduğu gibi
kartonlara yapıştırılarak tedavül ettirilmişlerdi. Arkalarında pembe,
sarı veya yeşil renkli kartonlu olanlara rastlanabilmektedir.
Üzerinde top bataryası ve subayların olduğu 5 paradan 1.950.000 kuruşluk,
15.600.000 adet; Üzerinde Sultan Ahmed Meydanının resmedildiği 10 paradan
7.625.000 kuruşluk, 30.500.000 adet olarak piyasaya verilmişlerdi. (3)
|
|
Hicaz demiryolu yardım ilmuhaberi üzerine 10 para sürsajlı pulparalar.
(iki değişik sürsaj görülmektedir.)
Güçlü
Kayral Koleksiyonu
|
İlk pul paraların çabucak eskiyerek kullanımdan düşmesi, yeni bozukluk
ihtiyacı doğurmuştu. Ancak hükumetin şavaş giderleri arasında buna ayıracak
kaynağı yoktu. Bu yüzden daha önceden piyasadan çekilen Hicaz Demiryolu
Yardım İlmuhaberinin kullanılması benimsenerek söz konusu pullar 11 Mart
1919’da arkalarına karton yapıştırılarak ve üzerlerine sürsaj yapılarak
piyasaya sürüldü.
Üzerlerinde “10 Kıymeti on paradır” sürsajlı pullar, 47.350.000
kuruşluk, 18.940.000 adet olarak çıkarılmıştı.
Bu pulların üzerinde “Hicaz demiryolu menfaatine mahsus ilmuhaberdir”
yazılmıştır. İlmuhaber denilmesinin nedeni, ekonomisi iflas etmiş
koskoca bir İmparatorluğun borçlarını ödeyebilmek için her şeyini
ipotek altına aldırmasının sonuçlarındandır. Dış borçların ödenebilmesi
için, devtetin ekonomik yönden önemli diğer gelir kalemlerinde olduğu
gibi, pul basma imtiyazının da Duyunu Umumiye İdaresi’ne verilmiş olmasından
dolayı, pullara ilmuhaber denilerek yani farklı bir terim kullanarak, bir şekilde
iş halledilmiştir. (4)
|
1876 basımı 10 ve 20 Paralık pullar ve basım adetlerini gösteren
levha
Mehmet
Tezçakın Koleksiyonu
|
(1) Mehmet Tezçakın’ın özel arşiv belgeleri.
(2) Atom Damalı, Sosyal Yardım Pulları.
(3) Niyazi Asım, 1336 Sene-i Maliyessi Darbiyat ve Muamelatı Hakkında
Maliye Nezaret-i Celilesine Takdim Olunan Rapor.
(4) Ufuk Gülsoy, Hicaz Demiryolu.